18 Nisan 2015 Cumartesi

EV YAPIMI YOĞURT



Bizler her şeyin evde yapıldığı yılların çocuklarıyız. Annelerimiz yoğurdu, sütü,  peyniri, tereyağını ve daha birçok şeyi ya kendi yapar ya da tanıdık birilerine yaptırırdı.
Sütümüzü anneannem kendi beslediği ineklerden taze taze sağıp gönderirdi. Anneciğim de törensel bir edayla mis gibi yoğurtlar mayalardı. O yoğurtların üstündeki kaymağın tadı hala damağımdadır.
Aradan yıllar geçti. Şehirli olmanın nimetleri yanında külfetleri ile tanıştık. Artık kapımıza gelen sütçüler azaldı.Hatta uzun ömürlü süt ve hazır yoğurt daha pratik olduğundan marketlerden alır olduk.
Yeni nesil yoğurdun evde yapılabildiğini bilmiyor. Genç annelerden sık sık duyduğum ‘’bizim çocuk ev yoğurdunu ve sütünü ağzına sürmüyor.’’ Sözleri beni dehşet içinde bırakıyor. Oysa unutmamalıyız; Çocukların yeme içme alışkanlıklarını biz anneler oluşturuyoruz. Ek besinle tanışan bir bebek annesinin ona verdiklerinin tadını öğrenir. Herhangi bir sindirim ve sağlık sorunu yoksa sütü ve yoğurdu kolaylıkla sever.
Beslenme öğretmenliği yaptığım bunca yıl o kadar çok cahilce ve sorumsuzca yapılmış hata gördüm ki; Hangisini paylaşayım bilemiyorum. Yoğurt ve sütü çocuklara verirken şeker karıştırmak ilk aklıma gelen. Elimizle insülin direnci geliştirip sonra da obezite ile mücadele ediyoruz.Şeker konusunu sonra ele almak üzere şimdilik bırakalım.
Yoğurdun içerdiği kalsiyum, fosfor ve diğer değerli besin öğeleri nedeniyle sindirim sistemi, kas ve iskelet sistemi, diş gelişimi ve sağlıklı büyüme için ne kadar önemli olduğunu tüm uzmanlar üzerine basa basa anlatıyor.
Benim burada önemle vurgulamak istediğim konu; Sütü uzun ömürlü pastörize ve sterilize olanlardan tercih etmemeniz. Mümkünse doğal beslenmiş, ineklerin sütünü günlük satış yapan yerlerden, ya da varsa tanıdık bir sütçüden almanız.
Biliyorum bizleri yanlış propagandalarla doğal olandan uzaklaştırdılar. Fakat hiçbir fabrika sizin sütü kaynatıp, soğutup, daha ılıkken mayaladığınız yoğurt kadar lezzetli ve besleyicisini yapamaz.
Probiyotik yoğurt kavramı son yıllarda oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Bu aslında evde mayalanmış doğal yoğurt demek. Bağırsak florasını korumak, kabızlığı önlemek ya da gidermek için marketlerden kayısılı, incirli probiyotik yoğurt alıyoruz. Fakat hiç birimiz bu basit yiyeceği evde hazırlamayı düşünmüyoruz.
Günümüzün en yaygın sorunları sindirim sistemi ile ilgili hazımsızlık, kabızlık ve kanserler.Bunları kemik erimesi ve çeşitli iskelet hastalıkları izliyor.Nedeni doğal olanı bırakıp hazır, paketli ürünlere yönelmiş olmamız.  Yoğurt, süt ve çocukları kandırmak için allanıp pullanmış, sütlü meyve aromalı içecekler, koruyucu maddeler, gıda boyaları ve daha bir sürü katkı maddesi içerdiğinden fayda yerine zarar veriyor.
Konu sağlık ve çocuklar olunca söyleyecek çok şey var. Ben özetle: Gelin yoğurdunuzu evde yapın. Çocukları hazır ve katkı maddesi içeren yiyeceklerden koruyun. Diyorum.
Yaşadığım şehir Erzincan nispeten küçük olduğu için henüz eski alışkanlıklarımızı koruyoruz. Ben hala tanıdık sütçümden taze sütümü alıyor ve yoğurdumu evde mayalayabiliyorum. Büyük şehirde tabii ki kapıya sütçünün gelmesi hayal oldu. Fakat bilinçli anne babaların aradığında bulabileceği organik ürün satış yerleri var. Eğer isterseniz buralardan taze süt bulabilirsiniz.
Ben günlük taze süt bulduğunuzu ümit ederek sizlerle annemden öğrendiğim ev yapımı yoğurt tarifimi paylaşmak istiyorum. İnek, koyun, keçi ya da manda sütü fark etmez. Yeter ki doğal olsun. Kendi yoğurdunuzu mayaladığınızda ne kadar önemli bir adım attığınızı ve ailenizin sağlığının sizin ellerinizde olduğunu hissedeceksiniz.
Haydi hep birlikte bizim için küçük, sağlığımız için büyük bir adım atalım.Yoğurt yapalım.

MALZEMELER
3 litre taze süt
½ çay bardağı ev yoğurdu

YAPILIŞI
1-Süt çelik bir tencerede ocağa konulur. Ocak açılır.
2-Tencereye bir servis kaşığı konulur. Kaşık taşma hızını azaltacağı ve ara sıra karıştırmak gerektiği için önemlidir.
3-Süt bir süre sonra yüzünde kabuk oluşturur. Bu kabuk kaşıkla karıştırarak açılır.
4-Sütün başından ayrılmamak gerekir. Bir anda taşabilir.
5-Hafifçe kabarma başladığında ocak kısılır. Süt karıştırarak kabarma söndürülür. Kısık ateşte 10 dakika daha pişirilir. Ocak kapatılır.
6-Yoğurt sütün piştiği tencerede mayalanabileceği gibi ısıya dayanıklı cam bir tencereye de aktarılabilir.
7-Süt soğumaya bırakılır. Bu arada yoğurt mayası da oda ısısına gelmiş olmalıdır.
8-El yıkanarak sütün bir kenarından ısısı kontrol edilir. Elin dayanabileceği en yüksek sıcaklık olmalıdır.(Ortalama 40 derece)
9-Bundan sonrası bence törensel bir süreç oluyor.Süt bir nihale üzerinde mayalanma süresince hiç sarsılmayacağı düz bir yere alınır.
 
10-Temiz bir sofra bezi hazırlanır. Yoğurt mayası bir kase içinde tatlı kaşığı ile çırpılarak pürüzsüz bir hale getirilir. Sıcak süt yoğurda kaşık kaşık karıştırılarak ısı eşitlenir.Kase tamamen dolana kadar bu işleme devam edilir.
 
11-Ilıklaşan ve akışkan bir hal alan yoğurt mayası yavaş bir şekilde süte eklenir.Bir iki kez yumuşak bir şekilde karıştırılır.Kapak kapatılır.
 
12-Temiz sofra bezi ile hiç sarsılmadan sarılır.Mayalanma süresince ısı korunmalıdır
.
13-Sarılmış yoğurt adayı yerinden oynatılmadan tam iki saat uyutulur. İki saat çok önemlidir. Eksik olursa maya tutmaz. Fazla olursa yoğurt sulanır.
Mayalanma sırasında kıpırdatılmaması çok önemlidir.Çünkü maya canlı bir organizmadır.Ilık bir ortamda çoğalarak ve büyür.Eğer mayalanma sırasında herhangi bir hareket olursa parçalanır ve özelliğini kaybeder.
14-İki saat sonunda üzerindeki bez sarsmadan alınır. Kapak açılır. Henüz sıcak olan tencere ağzı açık olarak buzdolabına konulup hızla soğutulur.
15-En az 8 saat dinlendikten sonra kullanıma hazır olur.  
NOT: Yoğurt mayası fazla ekşi olmamalıdır. Eğer hafif ekşilik hissederseniz bir çay kaşığı toz şeker karıştırabilirsiniz. Şeker mayayı beslemek için gereklidir. Yoğurt tatlı ise buna gerek yoktur.
  AFİYET OLSUN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder